Siz de yıllardır gittiği tüm restoranlarda yemek siparişi verdikten sonra garsonun gözünün içine bakarak “no coriander please” demekten ciğeri solanlardan mısınız? Ben de onlardan biriyim. Kişniş olarak da bilinen, ot mu, baharat mı, işkence aleti mi ne idüğü belirsiz bu yiyecek sonsuza kadar dünyadan silinip gitse umrumda olmaz. Geçenlerde coriander sevmenin ya da sevmemenin genlerle bir alakası olduğunu anlatan bir makalenin linki paylaşıldı benimle. Açıkçası makaleyi okumadım, çünkü genlerle ilgisi de umrumda değil. İçine girdiği her yemeği el sabunu aromasıyla taçlandıran bu otu ben hayatımda istemiyorum. Bizim evde pek kullanılan bir şey hiç bir zaman olmamıştı o yüzden corianderla tanışmam yurtdışına taşınmamdan hemen sonraya tekabül ediyor. Asya mutfağını severim. Meksika yemeklerini de severim. Yaşadığım yerin kendine ait bir yemek kültürü bulunmadığı için dünya üzerinde başka ne mutfak varsa alıp getirmiş adamlar ki bence çok iyi bir taktik. Kendinde yoksa getir kardeşim olanını, insanların restoran kültürüne engel olma. Asyanın genel olarak güney taraflarında kalan yerlerin mutfaklarında kişniş aşırı fazla kullanılıyor. Gittiğim tüm thai ve vietnam restoranları bunu sanki bedavaymış gibi her yemeğin üzerine serpmiyor, direkt boca ediyor. Bu otla ilk karşılaşmam bundan 4-5 yıl önce bir kış günü vietnam restoranında sıcak bir noodle çorbası sipariş etmeme denk geliyor. Pho denen bu çorba hakkında az buçuk fikrim vardı ama ilk kez deneyecektim. Başta ne olduğunu pek anlamadım. Bir kaç kaşıktan sonra fark ettim ki kasenin üzerinde yüzen yeşil otlar sabun tadında. Tamam otları beğenmedim ama çorbanın geri kalanı fena değil. Otları kaşıkla avlayıp kenara ayırdıktan sonra yemeye devam edebileceğimi düşünüyordum. Ama lüzumsuz olduğu kadar güçlü olan bu otun aroması bütün yemeğe sinmiş. Koskoca kase Pho afedersiniz piç olmuş. Yarı aç bir şekilde mekanı terk ettikten sonra bir daha Pho denemeyeceğime dair net bir fikir oluşmuştu kafamda. İkinci olay Meksika restoranında geçti. Onlar da her şeyin üstüne coriander boca ediyor. Ne güzel yemekleriniz var neden yapıyorsunuz bunu? Orada da aynı şey yaşandı. Ama bu olaydan sonra, ilk kez deneyeceğim her yemek için sipariş verirken koriandersız olsun lütfen demeyi kafama yazdım. Bazı zamanlar unutmuyor muyum unutuyorum. O zaman da ayıklıyorum içinden. Bir el sabunu almıştım, limonlu, limelı hoş bir kokusu var. Tadına bakmam konusunda cesaretlendirildim. Ama sadece dilimi değdirmem gerekiyormuş, bilmiyordum. Yaladım ve yuttum sabunu. Hayatımda çok az şeyden bu kadar iğrenmişimdir. Bir balya koriander boğazımdan aşağı sokuşturulmuş gibi oldu. Gördüğünüz gibi kişniş ve sabun arasında çok bir fark yoktur. Olamazdır. Eğer hiç kişniş yemediyseniz ve tadını merak ediyorsanız evinizdeki el sabununu yalamanızı tavsiye ederim. Tadı hoşunuza gittiyse, geçmiş olsun çünkü siz de coriander seven rahatsızlar arasına katıldınız demektir. Yargıladığım düşünülmesin bu arada ya. Coriander da sevse, insan insandır neticede.